
Dişlerim kaşınınca havuç, hıkıcık tutunca limon... Ama neden gülüyorlar anlamıyorum ki...
Babam da ben de atletlerimizi giydiğimize göre, pikniğe gitmişiz demektir (Şişşt Philips, çekil ordan bedava reklam yapma!). Evet, geçen hafta sonu, yani 18 Temmuz'da halamlar geldi ve çok güzel bir gün geçirdik.
İnkaya'dan sonra Seyrü Sefa diye bir yere gittik. Gördüğünüz gibi ablalarım paylaşamıyor beni. Ohhh, çok sevilen bir bebeğim ben!.. Ne güzel de ciciler getirmişler bana...
Sonra babam bizi Dağ Evi diye bir yere götürdü. Annem beni rüzgardan korumak için en diplere gizlense de o mangal denen şeyin kokusu geldi burnuma... Güzel bir şey heralde... Off, çıkmadı ki şu dişler...
Tabii bana o et denen şeyden vermediler. Resimden anlaşılıyor mu bilmem, açlıktan kağıt mendil poşeti çiğniyorum, biraz da zevkten tabii.. Ne de olsa halamın kucağındayım, yaaa...
Keyfim yerindeydi anlayacağınız, eve dönmeden önce babam ile birlikte kısa bir 'Bu fasulye 7,5 lira' şovu yaptık.
