Annemle babam benim bulaşık makinası denilen şeyi neden bu kadar sevdiğimi düşünüp duruyorlar. Bu büyükleri anlamak zor!.. Şuraya baksanıza içinde karıştırılacak ne çok şey var!.. Üstelik ayağa kalkmamı da sağlıyor...
İşte benim tonton babaannem... Bir görünüp bir kayboluyor... Bizim köyümüz varmış uzaklarda... (Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzmüş) Şimdi ordaymış babaannem... İstanbul'a döndüğünde biz de onu ziyarete gidecekmişiz...
Anneannemin balkonundaki bu bidondan daha önce de söz etmiştim di mi? Hem dişlerimi kaşıyor, hem de ayağa kalkmama yardımcı oluyor. O sehpa denen şeyler gibi üstüme yuvarlanmıyor tutununca...
Anneannemlerin evinde en çok sevdiğim yerlerden biri de Kerem dayımın odası... Karıştırılacak o kadar çok şey var ki... Ama bu da neyse, ne tadı var ne tuzu...
Çok sıcak geçen pazar gününü alışveriş merkezlerinde geçirdik. Korupark denen yerde rengarenk vitrinleri seyretmek çok keyifliydi, başım döndü valla. Sonra da Özdilek'te mutfak alışverişi... Perakendeci annem 'İlk perakende deneyimimi yaşadığımı' söylüyor. Ama şu arabaları biraz daha rahat yapsalarmış ya!..